Her yılın Eylül ayı kültür sanat anlamında sezon açılışına işaret eder, yeni sergiler, konserler, tiyatro oyunları, yeni filmlerin habercisi olurdu. Bu yılın sonbaharıysa alıştığımız ve kanıksadığımız içerikten çok farklı şekilde geldi. Artık eskisi gibi bir “Eylül” sezonundan dolayısıyla klasik bir “Eylül” sayısından falan bahsetmek mümkün değil.

Dünya geri dönüşü olmayan şekilde değişti. Sanat ve kültür takvimi kaydı. Ertelenen fuarlar, dijital sergiler ve hatta konserler bunun en iyi kanıtı. Bizde bunu göz önüne alarak bir sayı oluşturduk. Mart’tan beri dünyayı esir alan pandemi halen gündemde, kültür sanat alanına olan etkisi hala çok belirleyici.

PILPELED sergisinden, Tasarım Bienaline, sinema ve tiyatronun son durumundan, Özel Bodrum dosyasına  “Yeni” Sonbahar başlıklı sayı  değişen dünyanın ilk sonbaharına selam çakıyor.

SONBAHAR DÜŞLERİ

Bu sonbahar sezonu iç karartıcı memleket gündemine inat renkli, ilham verici ve ufuk açıcı bir sanat gündemiyle karşılıyor bizi.

Kapağa taşıdığımız Doug Aitken’in Jérôme Sans küratörlüğünde Borusan Contemporary Perili Köşk’te gerçekleşen sergisi bizi zaman, mekân ve belleğin akışkan kavramlar olduğu bir aleme götürüyor. Aitken’ın konusu, algımızın sınırları; amacı ise ortak hayallerimizi zincirlediğimiz bütün varoluş biçimlerini paramparça etmek. Doug Aitken’in sanatının dilini 1990’lı yıllardan bu yana; kaybolan sınırlar, parçalanmış alan ve gizli geçitler oluşturuyor. Bir sanat eserinin ne olabileceğini ve bir sanat deneyiminin nerelere varabileceğini yeniden hayal etmek için tür tanımlarına meydan okuyan Doug Aitken sergisini görün, ilham alacaksınız. 

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), 13 Eylül’den itibaren Akbank Sanat’ın desteğiyle çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Alman ressam, baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz’in eserlerini sergiliyor. Sanatçının yakın geçmişte ürettiği yüze yakın büyük boyutlu resim ve heykelden oluşan George Baselitz: Son On Yıl başlıklı sergi yine kaçırmamanız gerekenlerden. 

İstanbul Modern, ana malzemesi iplik olan enstalasyonlarıyla tanınan Japon sanatçı Chiharu Shiota’nın müze için özel olarak ürettiği geniş ölçekli yerleştirmesini içeren Dünyalar Arasında adlı sergiyi ağırlıyor...

Bu sonbaharın kültür sanatın dönüştürücü gücüyle hepimize umut vermesi dileğiyle...

Şebnem Kırmacı - ArtDog Istanbul Genel Yayın Yönetmeni


YAZ 2024

Son yıllarda Bodrum başta olmak üzere tatil beldeleri açılan sergilerle ve kültür faaliyetleriyle anılmaya başladı. Zaten kendine özgü bir yaşam kültürü olan Bodrum ve Ayvalık gibi merkezler bu çağdaş sanat furyasıyla nasıl şekilleniyor?

Bu sayıyı yaparken aklımızda olan sorunsal bu idi. Bir zamanların balıkçı kasabası, Halikarnas Balıkçısı’yla özdeşleşen, Ahmet Ertegün, Güliz Sururi ve Engin Cezzar’ın çokça zaman geçirdiği, Ferhan Şensoy’un uzun yıllar yaşadığı, Zeki Müren’in en görkemli yıllarında Bardakçı Koyu’ndan denize girdiği ve yaşadığı, Halikarnas gibi sabahın ilk ışıklarına dek açık olan uluslararası üne sahip, dönemin ruhunu yansıtan diskosu ve birkaç neslin büyüdüğü kendine özgü bir bar olan Hadigari’ye sahip olan Bodrum’un kendine özgü yaşam kültüründen geriye neler kaldı? 

Şu an yerel ve uluslararası sanatçıların işlerine ev sahipliği yapan dev otel ve sanat mekânlarıyla Bodrum’da nasıl bir kültürel hayattan söz etmek mümkün?

Kapağa taşıdığımız Sand Ca(r)stle adlı eser Sucuk& Bratwurst’ün şu an Momo’da Bodrum’da sergilenen işi. Mercedes-Benz ve Pilevneli Gallery iş birliğiyle yaratılan Mercedes-Benz’in ikonik G-Serisi şeklindeki dev bir kum kalıbını sembolize eden eser, yazın enerjisini, çocukluk yıllarının neşesini ve yaratıcılığını yansıtıyor...

2024 yazının haritasına baktığımızda, tatil bölgelerinde giderek artan bir sanatsal ve kültürel ivmeyi fark etmemek mümkün değil. Tüm bu olan bitenin arasında çok iyi işler de var, sadece turizme yönelik hareketler de. Umalım ki Ege ve Akdeniz kıyılarının birbirinden özgü yaşam kültürüne sahip bu beldeleri içeriği sağlam sergi ve kültürel aktivitelerle kendi değerlerini koruyarak dönüşsün.

Şebnem Kırmacı 
ArtDog Istanbul Genel Yayın Yönetmeni

DAHA UZAKLARA, GELECEĞE…

İnsan Mardin’e ilk gittiğinde, günün hangi saati olursa olsun, uçsuz bucaksız bir şekilde uzanan Mezopotamya’ya baktığı an afallıyor. Öylesine uzanıp giden, ufuk çizgisi olmayan bu ova, yüzyıllardır ilham vermeye devam ediyor...

Alman Karargahı’nda yapılan açılış konuşmasında küratör Ali Akay, “Mardin’in rüzgârı ve havası, bienalin kavramsal çerçevesini düşündüğümde ilk aklıma gelen ögeler. Bunların yanı sıra şehrin yerelliği, mimarisi, dokusu, merdivenleri, labirentimsi hali… Fakat karşımızdaki ovaya baktığımız zaman tüm zorluklar ortadan kalkıyor diye düşünüyorum. Bu ovanın varlığı bizi, uzağa doğru, bakmaya doğru, ufuk çizgisine doğru götürüyor. Bizi Mezopotamya’nın en uzun noktasına doğru çekerken, aynı zamanda geleceğe doğru da taşıyabiliyor,” demişti.

Mezopotamya ovasının her görenin nefesini kestiği, gerçeküstü hali hem Ali Akay’a hem Halil Altındere’ye ilham oldu. Hem memleketin en önemli ve anlamlı sanat etkinliklerinden biri olan Mardin Bienali hem Altındere’nin benzersiz vizyonu hem de Ali Akay’ın bizim aklımıza düşürdükleri, bu sayının kapağını oluşturdu.

Bir dönemin yaratıcı beyinlerine, şimdilerde ise kebapçı ve baklavacı dükkanlarına ev sahipliği yapmak zorunda bırakılan Beyoğlu için seçim sonuçları sonrası oluşan beklentiden yola çıkarak kapsamlı bir dosya hazırladık. 60. Venedik Bienali’nin iz bırakan pavyonları, bir zamanlar coşkulu ve rengarenk bir şekilde kutlanan, şimdilerde yasaklanan “Onur Haftası” yazıları, Şakir Gökçebağ, Nezaket Ekici ve Metin Akpınar söyleşilerine göz atmayı unutmayın.

Kadınların Gücü
Bu sayının kapağına taşıdığımız Mart ayının ilk günü hayata veda eden 102 yaşındaki Iris Apfel’ın kendine özgü tavrı ve benzersiz stili, müze sergilerine ve Albert Maysles’ın yönettiği Iris adlı bir belgesele konu olmuştu.
 
“Ben güzel değilim, hiçbir zaman da olmayacağım, ama hiç önemli değil çünkü güzellikten çok daha iyi bir şeye sahibim; benim bir tarzım var” diyen Apfel 102 yaşına kadar kendini hayattan hiç geri çekmedi, hiç köşesine çekilmedi...
 
Bu sayıda yaklaşan 60. Venedik Bienali hakkında bir yazı, Türkiye Pavyonu sanatçısı Gülsün Karamustafa ile yapılan bir röportaj, yaklaşan seçimler öncesinde İBB’nin kültür sanat alanına yaptığı radikal katkıları ele alan bir yazı da bulacaksınız. Ekonomik krizin sanatçıları ve galericileri nasıl etkilediğini ele aldığımız kapsamlı bir dosya konusunun yanında en dikkat çeken sergilerle ilgili söyleşiler ve inceleme yazıları da var.
 
Dr. Öğr. Üyesi Fırat Arapoğlu’nun kaleme aldığı Fuara Alternatif Fuar başlıklı yazı da geçtiğimiz günlerde yapılan tüm galerilerin dayanışma içinde bir araya geldiği Ritz Carlton’da yapılan ArtShow adlı ticari etkinliği ve bu yeniliğin alternatif bir fuar olup olmadığını sorguluyor.

Şebnem Kırmacı – ArtDog Istanbul Genel Yayın Yönetmeni

VASAT DÜNYA VASAT SANAT

Antakya yıkım şirketlerinin gönderdiği kepçecinin insafına mı bırakıldı? 50 binden fazla insanın ölümüne sebep olan 6 Şubat Depremleri’nin birinci yıldönümünde Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı arkeolog ve konservatör Kenan Yurttagül’e durumu sorduk...

İBB Kültür Dairesi Başkanlığı’nın himayesiyle Artİstanbul Feshane’de yapılan Mediation Bienali’nin onuncusunun küratörü Beral Madra ile küresel bağlamda siyasal, ekonomik, kültürel, ekolojik olumsuzlukları aşıp sanatçının tepkici üretimi ile geniş kitleler arasında barışçı, yapıcı ve uzlaşmacı bir arabulucu görevi üstlenen bienali konuşmak üzere bu düşüncelerle buluştuk...

İyi ve kötüyü ayırt etmenin neredeyse imkansızlaştığı bir sirk ortamında Madra’nın tüm dediklerine kulak verip meseleyi doğru bir yere oturmak için “Gördüklerimiz Ne Oranda Hakikati Verir?” başlıklı yazıya mutlaka göz atın deriz.

Memleketin önde gelen entelektüellerinden yazar ve psikolog Gündüz Vassaf’la 2024’te dünyada yapılacak seçimleri, iklim krizini, Türkiye’deki sol hareketi ve tüm bunların yanında sanatın işlevi üzerine konuştuk....

2024 Dünya Turu başlıklı yazıda global sanat arenasının en önde gelen bienal ve fuarlarını derledik. Temennimiz vasatlıktan uzak, ilham verici işlerle dolu bir yıl geçirmek, vasatlığın taçlandırıldığı bir düzende bu bizim hakkımızdır diyerek!

ATATÜRK VE KÜLTÜR SANAT

...

Cumhuriyetin yüzüncü yılında, yılın son sayısında Atatürk’ün 1934 yılında Ankara’da bir sergide çekilmiş fotoğrafını kapağa taşıdık.

Atatürk’ün kültür sanata verdiği değeri bu fotoğraftan okumak mümkün. Bu yazıyı onu daha iyi anlamak ve anmak için 1923 yılında yani bundan tam 100 yıl önce kültür sanat ile ilgili söyledikleriyle bitirelim:

“Bir miIIeti yaşatmak için birtakım temeIIer Iazımdır ve biIirsiniz ki, bu temeIIerin en önemIiIerinden biri sanattır. Bir miIIet sanattan ve sanatkârdan yoksunsa tam bir hayata sahip oIamaz. BöyIe bir miIIet bir ayağı topaI, bir koIu çoIak, sakat ve hasta bir kimse gibidir. Hatta kasdettiğim manayı bu söz de ifadeye yeterIi değiIdir. Sanatsız kaIan bir miIIetin hayat damarIarından biri kopmuş oIur. Bir miIIet sanata önem vermedikçe büyük bir feIakete mahkumdur. Birçok unsurIar o feIaketin derecesini farketmez Farkettiği gün de ne kadar müthiş bir etkinIikIe çaIışmak gerektiğini tahmin edemez.”

İzindeyiz…

Çam, meşe, kızılağaç ve kestane gibi çeşitli ağaç türlerini barındıran; ayı, geyik, yaban domuzu, tilki ve tavşan gibi çeşitli hayvan türlerine de ev sahipliği yapan Akbelen Ormanı 2021 yılından bu yana kömür madeni açılma planı nedeniyle tehdit altında. Akbelen Ormanı’nda kömür madeni tamamen açılırsa ormanın yaklaşık 400 hektarlık bir alanını ve binlerce ağacı kaybedeceği öngörülüyor. Son dönemde Akbelen Ormanı’nı korumak adına yöre halkı ve STK’lar ardı ardına protestolar yaptılar. Kömür madeni projesi, İkizköy halkı tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştı. Bölge halkı ve STK’lar ve çevre aktivistleri Limak Holding’in Akbelen Ormanı’nda kömür madeni açmak istemesine karşı eylemler yapmaya devam ediyor. Limak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ise sanatsal projeleri destekleyen ve SAHA grubunun üyelerinden biri. 

Limak örneği kuşkusuz bu konunun tek örneği değil ama en güncel örneği. Çevreye zarar veren şirketler, çevrecilikle ilgili sanatsal projelere sponsor olarak, sürdürülebilirlik konusunda kararlı oldukları ‘yanılsamasını’ yaratmaya çalışıyor. Yakın tarih, şirketlerin modern ve çağdaş sanat müzelerine veya sergilere sponsor olmalarının örnekleriyle dolu. Hem Türkiye hem dünyada. Dr. Öğr. Üyesi Fırat Arapoğlu bu ay merkezime aldığımız bu konuyu işliyor ve şu soruları soruyor. 

* Çevreye zarar veren şirketlerin sanata sponsor olması uygun mudur? 

* Bu çelişki sanat dünyası tarafından görünür kılınacak mıdır yoksa görmezden mi gelinecektir? 

* Bu şirketlerin sanatsal etkinliklere sponsor olmaları çevreyi tahrip etmelerine dair sicillerini aklar mı? 

* Bu şirketlerden sponsorluk kabul eden sanat kurumlarının hiçbir sorumluluğu yok mudur? 

* Bu kurumlara karşı sanat dünyasının güveni sürecek midir? 

...

YAZLIKTA SANAT!

Bu sayıda kapağımıza sanatçı Alper Aydın’ın doğduğu ve büyüdüğü yerinde, Ordu'da, Yason ve Sülü Burnu ile tarihi Yason Kilisesi ve Taşbaşı Sanat Alanı gibi farklı noktalara yerleştirdiği işlerinden oluşan 'Fata Morgana' adlı sergisinden seçtiğimiz 'Hayatın Kaynağı' adlı bir işi taşıdık. Ordu'da açılan Alper Aydın sergisi bölgeye değer katıyor, hem ilham veriyor hem de bizi düşünmeye davet ediyor. 

Bu işi kapağa taşıyarak bu sayının merkezine yazın açılan sergileri aldık. Son yıllarda özellikle İstanbul merkezli galeriler ağırlıklı olarak Bodrum olmak üzere tatil beldelerine sanat 'taşımaya' başladılar. 

Peki, bu sergiler sanat adına bir değer yaratıyor mu, bölgeye aynı anlamda değer katıyorlar mı?

Bu sayının odağı Fırat Arapoğlu'nun ArtDog için kaleme aldığı 'Yazlıkta Sanat' başlıklı yazı. 

...

Bir tarafta Alper Aydın'ın doğduğu ve büyüdüğü Ordu'nun tarihi noktalarında gezegenimizin insan tarafından nasıl mahvedildiğini belgeleyen ve düşündüren işleri, bir tarafta Bodrum'da davetler ve açılış partilerinin arkasında kaybolan eserler. 

Yaz sezonu boyunca açılan sergiler gerçekten o bölgeye ve sanata bir değer katıyor mu yoksa sanatın sadece arka planda fon olduğu, magazin sayfalarını süsleyen, kendilerince şıklık yarışına giren tiplemelerin uçup gidecek fotoğraflarından mı ibaret?

İyi okumalar,

Yapay Zeka tehdit mi devrim mi? 

Geçtiğimiz haftalarda yapay zekanın 'fikir babaları'ndan Geoffrey Hinton, yapay zekanın iklim krizinden daha tehlikeli olduğunu söyleyerek Google’daki görevinden ayrıldı. Memleket olarak boğazımıza kadar cehaletin karanlığında debelendiğimiz ve mecburen seçimlere kilitlendiğimiz bir ortamda yaşadığımız dünyanın geleceğini değiştirecek bu istifadan bahsetmedik bile. Aslında böyle olması da çok doğal çünkü bizlerin 'Seccadeye basan kafir mi değil mi?' sorusu gibi çok daha ufuk açıcı meseleleri var.

75 yaşındaki hem klinik psikiyatr hem de bilgisayar uzmanı Britanyalı Geoffrey Hinton, Toronto Üniversitesi’ndeki iki yüksek lisans öğrencisiyle birlikte, bugün geleceğin anahtarını olarak görülen yapay zeka sistemlerinin temelini oluşturan teknolojiyi atan kişi. Hinton, Turing dahil çok sayıda ödülün sahibi. Kısa süre öncesine kadar da teknoloji devi Google’ın beyin takımındaydı.

Geoffrey Hinton, haber ajansı Reuters’a 'İklim krizini önemsizleştirmek ve bu konuda endişeye gerek yok demek istemem. O da büyük bir risk ama bence bu daha acil bir durum haline gelebilir. (...) İklim değişikliği konusunda ne yapacağımız belli: Karbon yakmayı durdurmak. Bunu yaparsanız, her şey yoluna girecektir. Ama yapay zeka için ne yapmanız gerektiği hiç de net değil' dedi.

Microsoft OpenAI’ın geliştirdiği sohbet robotu ChatGPT’yi geçtiğimiz kasım ayında halka açarak önemli bir gelişmeye imza attı. Kısa sürede olağanüstü büyüyen ChatGPT, iki ay içinde aylık 100 milyon kullanıcıya ulaştı.

Geçen ay aralarında Twitter’ın CEO’su Elon Musk’ında olduğu çok sayıda yapay zeka öncüsü, çalışmalara altı ay ara verilmesi çağrısında bulundu. Avrupa Birliği’nde milletvekillerinden oluşan bir komite Musk’ın da imzaladığı mektubu dikkate alarak, ABD Başkanı Joe Biden’ı, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’le birlikte teknolojinin gidişatı konusunda küresel bir zirve düzenlemeye çağırdı.

...

6 Şubat öncesinde Cumhuriyet’in 100.yılına özel bir sayı hazırlıyorduk. 100 yıl içinde modern/çağdaş sanat, edebiyat, mimari, tiyatro, sinema ve tasarım alanlarında atılan adımları, yaşanan dönüm noktalarını bir araya getirmeye çalışıyorduk.

6 Şubat sonrası başka bir gerçekliğe uyandık. Tüm ülke enkaz altında kaldık.

Size bu dergiyi cehaletin sebep olduğu o enkazın altından hazırladık.

Kapağa taşıdığımız görsel Türkiyeli sanatçı Ateş Alpar’a ait. Alpar, deprem olur olmaz tek başına Hatay’a gitmiş. Bu fotoğrafı 7 Şubat’ta çekmiş. 'Hatay’a gitme refleksim oraya vardığımda donup kalmamla sonuçlandı. Şehre girdiğimde bir süre fotoğraf çekemedim, şok içindeydim. Bir çeşit felç hali yaşadım. Bu ilk kare,' diye anlatıyor yaşadıklarını. Hatay’da 20, Adıyaman ve köylerinde 7 gün kalmış, sokaklarda uyumuş. 'Yediğim yemekten, aldığım nefesten utanıyorum,' diye anlatıyor şu an içinde bulunduğu durumu.

Yaşar Kemal’in bundan 71 yıl önce Cumhuriyet gazetesi için 1952 yılında kaleme aldığı 'Hasankale Yerle Bir' başlıklı Erzurum depremi röportaj serisine göz attığımızda Kemal’in yazdığı satırların bugünle birebir örtüştüğünü gördük. 2021 yılında kaybettiğimiz Türkiye’nin en önemli beyinlerinden biri olan Doğan Kuban’ın 1999 depreminin ardından Yapı Kredi Yayınları’nın üç aylık düşünce dergisi Cogito’nun özel deprem sayısında yayımlanan 'Depremsel Barbarlıklar' başlıklı yazısı da -ne acıdır ki-adeta bugünü anlatıyor.

Kuban’ın 'Dünya kabuğunun milyonlarca yıllık hareketleriyle karşılaşan bir cahil toplumun deprem olgusunun doğal mı, tanrısal mı olduğu konusunda şizofrenik tartışmaları, ilkokul öğrencilerinin bile bilmeleri gereken bilgileri ve çoktan yasalara girmiş ve uygulanan inşaat ilkelerini halka tekrar tekrar televizyonlarda anlatmak tüyler ürpertici bir ilkellik boyutunu açığa çıkardı' diye anlattığı deprem felaketinde yaşananları bir 'ortaçağ panoraması'na benzetiyor.

...

Ve 2023...

Dünya epey bir zamandır kabuk değiştirdiğinden alıştığımız neşeli, coşkulu yeni yıl kutlamalarından epey uzaklaşmış durumdayız.

Bir umutla her anlamda daha iyi olmak için planların yapıldığı, belki görülecek yerlerin listesinin hazırlandığı yeni yıl ritüelleri yerini belirsizlik içinde yaşama adapte olmaya bıraktı…

İklim krizinin beklenenden hızlı gelişen olumsuz  etkileri,  ortalığı  kasıp kavuran pandemi derken bir de üstüne Rusya’nın babadan kalma yöntemlerle Ukranya’ya savaş açması eklendi. Dünya hızla yaşanamaz bir yer haline geldiği için Mars’ta yaşam bulma umudu arayışları sürerken, başörtüsünü düzgün takmadığı için ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren 22 yaşındaki Mahsa Amin’i, kadınlara topyekun eğitim yasağı getiren Taliban’ı, Türk Ceza Kanunu’na ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ diye yeni bir suç eklenişini ve bu suçu işleyenlere üç yıl hapis cezası öngören yasayı da es geçmeyelim…

Tüm bunlar olup biterken eskisi gibi romantik hayaller kurmak, hâlâ bu gezegenin daha iyi bir yer olacağına dair umudu canlı tutmak biraz zor. Bu kez yeni yıl öncesi dilekleri dilemek için biraz da son zamanda yaşadıklarımızı unutmak gerekebilir.

Kapağa taşıdığımız görsel işte bu unutmayı; sıfırlamayı temsil eden bir iş. Britanyalı sanatçı Rebecca Mason’ın Let’s Start Again- Reset adlı neon işi, tam da devam edebilmek için sahip olmamız gereken duyguyu temsil ediyor. 

...

İklim krizi, salgın, savaş, hayat pahalılığı derken bu sayıda kapağa neredeyse varlığını unuttuğumuz bir kavramı, ‘mutluluğu’ simgeleyen bir işi taşıdık. LUAP adıyla bilinen, Britanyalı sanatçı Paul Robinson yarattığı The Pink Bear (Pembe Ayıcık) adlı karakterle dünyayı dolaşıyor; onu fotoğraflıyor, resimlerini çiziyor, enstalasyonlar ve videolar yapıyor. 

...

LUAP’ın ruh sağlığını ve iyileşmeyi sembolize eden pembe ayıcığı, salgın hastalık, iklim krizi ve savaşlarla karanlığa gömülen bir çağ ile keskin bir tezat oluşturduğu için kapağa taşıdık. Artık unuttuğumuz ve en kötüsü umudu kestiğimiz bir mutluluk haline gönderme yaptığı için...

Avrupa’da müzeler başta olmak üzere pek çok kültür kurumu yeni bir krizle baş etmeye çalışıyor. Pandemi nedeniyle düşen ziyaretçi sayıları henüz eski seviyelerine dönmemişken, yaşanan enerji krizi müzeler için bir numaralı gündem madde sine dönüşmüş durumda. Peki, durum Türkiye’de nasıl? Pera Müzesi adına Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmeleri Genel Müdürü Özalp Birol ve Rahmi M. Koç Müzesi yönetiminden konuyla ilgili görüşlerini aldığımız bir dosya konusu hazırladık.

Zafer Aracagök uzun bir aradan sonra köşe yazılarına geri döndü ve odağına seri katil Jeffrey Dahmer’ı alan diziye dair enfes bir yazı kaleme aldı. 

İstanbul Tiyatro Festivali, yeni vizyon takvimi ve festival filmleri, tasarım ve mimari dünyasında konuşulan son temalar, sergilerden seçtiklerimiz, İstanbul Bienali’nin bıraktığı izler ise diğer konularımız arasında…

Kasım-Aralık sayısının mutluluğu hatırlatması dileğiyle...

“Sığınak”,
Binbir Anlamıyla

Ankara’da II. TBMM bahçesinde, Rüzgarlı Sokak kenarında büyük bir alan üzerinde, çatısı düz taştan, iki kapılı, etrafı bombeli, dört tane küçük kare penceresi olan “Sığınak” kısa bir süre önce restore edilmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 1924 ile 1960 yılları arasında hizmet veren binasının olağanüstü durumlarda milletvekillerinin çalışmalarına devam etmesi için yapılan sığınağı “Sığınak”- Sanat ve Teknoloji için bir Alan adı altında dönüştürüldü. Ankara Ulus’ta bulunan günümüzde Cumhuriyet Müzesi olarak kullanılan 1960 yılına kadar TBMM’ye hizmet veren binanın sığınağı ve içinde yer alan sergiyi kapağa taşımamızın sebebi hem bu sıradışı mekânın hem de serginin içinde yaşadığımız dünyanın tüm meselelerini tüm çıplaklığıyla ortaya koyması.

Mayıs sonuna kadar Sığınak’ta yer alan Marcus Graf’ın küratörlüğünü üstlendiği “Belki Sonra” adlı sergi korku ve umudun, rüya ve kabusların, ütopya ve distopyanın kesişiminden doğmuş. Bunaltıcı kriz dönemlerinde nasıl daha parlak bir gelecek, daha güzel bir yarın, daha iyi bir “sonra” yaratılabileceği sorularını soruyor. Ardından sığınakların içinde her zaman bulunabilecek bir ışık olduğunun altını çiziyor. “Belki Sonra” krizler, travmalar ve öfke ile olduğu kadar umut, düşler ve karanlık sonrası yeni başlangıçlarla ilgilenen sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Sergi yaşayış biçimlerimizi eleştirel şekilde incelerken, gerçekliği algılayış biçimlerimize ve nasıl olumlu yönde değişim yaratabileceğimize dair alternatif bir bakış sunuyor. 

...

Faniliği Öğrenemeyen İnsan

Hüseyin Arıcı’nın CerModern’de açılan sergisi son dönemim en sağlam fikir barındıran sergilerinden biri. Sergiye girer girmez boynunun altından kopmuş çerçeve içinde bir leylek kafası ve yerde kanlar içinde bir leylek cesedi karşılıyor izleyiciyi. Sergi metnini okumadan direk yürümeye başladığım alanda bu görüntü ile karşılaşınca “İşte pis insanoğlu, öldürmüş zavallı leyleği” gibi bir şeyler geçti aklımdan. Bu kanlı hayvan cesedinin insan eliyle yapıldığına neredeyse emindim ve bir kez daha insandan, kendi türümden utanırken buldum kendimi. Çok tanıdık bir görüntü tabi bu. İnsan denen varlık sürekli zavallı hayvanları kanlar içinde bırakmıyor mu? Parçalama, öldürme, sömürme, gücü kötüye kullanma… Daha serginin yorgunluğunu atamayan Hüseyin Arıcı ile bu düşünceleri paylaşıp, onu bu sergiyi yapmaya iten dertlerini sordum.

Serginin bir hikayesi var. Bir Leylek bir bebeği binbir emekle dünyaya getiriyor, masum bebek sonradan bir canavara dönüşüyor ve leylek diğer kuşları örgütleyip insana saldırıyor ama eylemi başarısız oluyor. Leyleğin eyleminin başarısızlığı, insan türüne olan umutsuzluğun bir yansıması olarak son noktayı koyuyor. “Güzel bir canlının ölü bedeninin modellemesini yaptığım için kendime çok kızıyorum. İnsanın caniliğini daha farklı bir dille nasıl anlatabilirdim diyorum,” dedi Arıcı düşüncemi paylaşınca.

...

Bu sayı kapağa taşıdığımız görsel, Brüksel KVS tiyatrosunun yönetmenlerinden, yine Belçika bazlı uluslararası sanat platformu 0090’ın kurucusu Mesut Arslan’ın Brüksel’de “Gılgamesh” ismiyle sahnelenen Gılgamış destanının oyununun afişi. Mesut Arslan Gılgamış destanını insanın ölümsüzlük hikayesi olarak değil, ölümlü olduğunu anlama yani faniliğini öğrenme kabul etme hikayesi olarak anlatıyor. 
...

“Sual eylen bizden evvel gelene, kim var imiş biz burada yoğ iken” 

Karacaoğlan’ın bu dizelerini ilk defa Aşıklı Höyük Dostları Derneği Başkanı Ferhat Boratav’dan duydum. Gerçekten bugün çok bilinmeyen Orta Anadolu’nun en eski köyü olan, pek çok ilkin yaşandığı Aşıklı Höyük sadece arkeolojik bir kazı alanı değil. Dönüp dersler çıkaracağımız bir insanlık mirası.

Aksaray’ın Gülağaç ilçesinde, Hasan Dağı ile Melendiz Çayı arasında yer alan Aşıklı Höyük, Orta Anadolu’nun bilinen en eski köyü. 10 bin 500 yıllık tarihe sahip Aşıklı Höyük, avcı toplayıcı dönemden yerleşik tarım düzenine geçişin hemen her aşamasının izlenebildiği bir kazı alanı. İlk beyin ameliyatının yapılması, koyun ve keçinin ilk kez evcilleştirilmesi gibi pek çok ilkin de yaşandığı bir arkeolojik yerleşim yeri.

Şans Yeniden

Çok uzun bir süre- 2020’nin Mart ayından 2021 yılının yaz aylarının başına kadar gezegenin başrolünde pandemi vardı. Gözle görünmeyen bir virüs gündemin en tepesine oturdu, hakimiyeti eline aldı, yaşam ve ölüm arasında tercih yapmakla sınanınca insan türünün yarattığı uygarlığa ait ne varsa bir süreliğine “kapandı.”

Aşı bulunana kadar devam eden süreçte bu kapanmalardan, içe dönmelerden en çok nasibini alan kültür sanat sektörü oldu. Tiyatrodan sinemaya, çağdaş sanattan tasarıma tüm uluslararası etkinlikler iptal oldu, ertelendi, yeniden iptal oldu…

Nispeten daha rahat geçen bir yazın ardından maskeleri tam atmamış olsak da sonbahar mevsimine girdik. Sonbahar kültür sanat sezonunun zamanı.

Bu sefer gözle görünmeyen başrol oyuncusu “Korona Hazretleri” insanoğlunun onu defetmek için bulduğu aşı sayesinde gündemin ilk sırasında değil. Mevsim daha önceleri olduğu gibi birbirinden güzel ve görülmesi şart olan tiyatro oyunları, sergiler ve konserlerle açılıyor. Pandemi can alacak kadar ileri gitmesine ve lanetlenmesine rağmen aslında verdiği dersler açısından da hatırlanacak....

Kültür sanatın her alanında bu bilince sahip olan kişi ve kurumların yükseldiği bir yeni dünyaya adım attığımız dileğiyle sonbahara selam edelim. Bu sayıda yer alan konularda bu bilince yaklaşan, varmaya çalışan fikirleri bulacaksınız. “Yeniden İstanbul” başlığı bu gizli umudu barındırıyor.

Dijital Dünyaya Selam

Genç kavramsal sanatçı Ecem Dilan Söke, ArtDog Istanbul Yaz sayısının kapağı için dijital bir heykelin “Artırılmış Gerçeklik” halini canlandırdı.

Kapaktaki heykel, “Artırılmış Gerçeklik” ve Instagram üzerinden bir sürü mekanda birçok insanla buluşacak.

Ne zaman sonlanacağı halen belli olmayan pandemi döneminin içindeyken başlayan hızlı dijitalleşme süreci güncel sanatı da bambaşka bir yere doğru evirdi.

Sonunun ne zaman geleceği halen belli olmayan bir salgının içindeyiz ve dünya artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Adım adım girdiğimiz yepyeni bir dünyanın daha en başlarındayız.

Yaz sayımızda yeni adım attığımız bu dünyayı kavramaya ve keşfetmeye çalışırken dijitalleşmenin yansımalarını göz ardı edemezdik.

Bu sayıyla aslında adım attığımız ve daha hatları belli olmayan yeni dünyaya işaret etmek ve gelecek zamanın duyurusunu yapmak istedik. Bu yüzden genç sanatçı Ecem Dilan Söke ile bir işbirliği yaptık ve elinizde tuttuğunuz bu kapak ortaya çıktı. Hearing, Resole’un ‘Sense’ isimli serisinin eserlerinden biri. Bu seride dijital bir heykel içerisinde dijital bir eser sergileniyor.

Köse’nin de  söylediği gibi bu “gelecek zamanda gerçekleşebilecek bir hayalin ön gösterimi.” ArtDog Istanbul’un yeni bir döneme girdiğimizi duyurmak sorumluluğuyla Köse’nin yaratıcılığı birleşti…

Bu harika hikâye ile kapaktaki eser istediğiniz yerde “Artırılmış Gerçeklik” ve Instagram yoluyla sizlerle olacak.

Bir ilke imza atarken yaz sayısının içeriğinde yer alan konuların hepsinin yine iz bırakacağını umuyoruz.

İyi okumalar,

In-to The Future 

The challenge we face today has been both unexpected and devastating, in the form of a virus that is spreading rapidly around the globe and that is changing how we live and work. 

It’s become clear that we could be in this for the long haul. These strange, most unnerving times will go on and will test our resilience. This global threat invisible to the naked eye is everywhere around us making our lives and future unclear. 

This is inevitably pushing us to question the way we live the relationships we have with each other, the nature, living beings, the whole universe. In redefining our lives, art has a crucial role to play it will be an inspirational guiding force for change. 

Art can have an enormous effect we really believe that. 

That’s what this issue ended up being—a cry out to anyone that will listen during these seemingly hopeless times. The art world isn’t going anywhere anytime soon in fact the art world is responding. 

We are keeping up the good fight. The fight for a better world. We are in a period of lockdown, while across the world museums, galleries, historic sites, fairs, biennales and auctions have closed. 

Yet, İstanbul is at the brink of a massive cultural transformation. Major museums and cultural hubs are going to open soon. AKM, the new building of İstanbul Modern designed by Renzo Piano and Sadberk Hanım Museum by Grimshaw Architects are some of the remarkable projects which will transform the city. 

We focused on the kind of insight you cannot get anywhere else. 

We hope that this issue can be a significant positive force in the months ahead. 

Soon, we will step out of darkness, filled with a new vibrancy. There will always be an art world to pick up the pieces and carry on.  We will survive this. 

Stay safe,

Mart-Nisan sayımızı çıkardıktan çok kısa bir süre sonra hepimizi evlere kapatan bir salgın  geldi ve hayatlarımızın merkezine oturdu. 
Sokağa çıkma yasakları kısmen kaldırılmış olsa da halen bazı tedbirler devam ediyor. Bu dönemde mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşabilmek adına Özel bir Dijital Sayı hazırladık. ArtDog İstanbul yoluna basılı sayılarla ve web sayfasıyla devam edecek ancak bu döneme özel ücretsiz erişim sağladığımız bu sayı tarihe şimdiden geçen korona salgının kültür sanat dünyasın nasıl etkilediğiyle ilgili kapsamlı bir arşiv niteliğinde. 
Salgın yasaklarının yavaş yavaş kalkmaya başladığı günlerde Minneapolis’te Derek Chauvin adlı bir polis memuru sahte banknot kullanarak sigara almaya çalıştığı ihbarı üzerine Afro Amerikalı George Floyd’u yakaladıktan sonra yere yatırıp tam sekiz dakika kırk altı saniye diziyle boynuna basarak öldürdü. Bu sırada defalarca “Nefes alamıyorum. Lütfen. Nefes Alamıyorum,” diyen Floyd’un yakarışları yoldan geçen farklı insanların cep telefonuna kaydedildi.  “Nefes Alamıyoruz” başlıklı bu sayı yine dünyanın içinde bulunduğumuz içler acısı haline gönderme yapıyor. 
Yaşanılmaz hale gelen bir dünyanın içindeyiz. Son üç ayda yepyeni ve bilinmez bir eşiğe geldik. Hiç birimiz “nefes alamıyoruz.” Nasıl bir dünyada yaşayacağız bilmiyoruz. Tek bildiğimiz yine kültür ve sanat sayesinde nefes alabileceğimiz. 
Yeni bir dünyaya girdiğimiz bu günlerde hazırladığımız bu özel dijital sayı içinde yaşadığımız bu zamanı kayıt altına almak için hazırlandı.

ArtDog Istanbul “KADIN” Sayısı.

Mart-Nisan sayımız için “Kadın”ı odağına aldığımız bir sayı hazırladık. Malum 8 Mart Kadınlar Günü’ydü ama bu sadece bir denk geliş. Esas yola çıkış noktamız bir süre önce Amerika’da yapılan bir araştırmanın sonuçları. Bu araştırmaya göre Amerika’da bulunan belli başlı müzelerin koleksiyonlarında yer alan işlerin �’i erkek sanatçılara ait.

Bu araştırma yayımlandıktan sonra Baltimore Müzesi 2020 bütçesini kadın sanatçılara ayıracağını açıkladı, benzer açıklamaların yanı sıra bu rakamlar kadın sanatçı temsiliyetinin vahim denecek kadar az olduğuna dikkat çektiği için Batı’da da çok yankı uyandırdı. Buradan yola çıkarak bizde durum nedir diye düşündük, güncel sanat alanında geniş bir dosya konusu hazırladık.

Kapağa taşıdığımız Güney Afrikalı sanatçı Zanele Muholi’nin 29 Nisan’da TATE’de açılacak sergisinden bir kareyi seçmemizin sebebi sanatçının kadın, lezbiyen, gay, trans, queer ve interseks topluluklarının haklarını savunan bir aktivist olması. İşlerinin odağına varoluşsal bir meydan okumayı alan Muholi “Kadın” sayımızın sembolü oldu. “Meydan Okuyan Gözler” başlıklı Muholi portresi Mart-Nisan sayısında.

Kıyametin İçinden

Bu sayıyı yayına hazırlarken Avustralya yangınları girdi gündeme. Cayır cayır yanan hayvanların ağzımızı açık bırakacak sayıları manşetlere düştü, patileri yanmış koalaların fotoğraflarının altına sosyal medyada gelenek olduğu üzerine sadece “dua edin” değil bu sefer “yardım edin” hashtag’leri yer almaya başladı.

Durdurulamaz bir güce dönüşen iklim krizi kapıdan içeri girdi, evimizi yakıyor.

Bütün bunlar olup biterken bizim de konularımız farklı olamazdı.

Zaten bir süredir nereye kafamızı çevirsek, İstanbul Bienali’nden tutun da Oslo Mimarlık Bienali’ne tema aynı: Mahvettiğimiz dünya.

Yok oluşumuz geri döndürülemez bir hızla başladı. Bu işi beceremedik. Ağaçlara, çiçeklere, hayvanlara, her şeye hükmettiğini zanneden insan yaşadığı gezegeni sonunda mahvetmeyi başardı.

Diğer köşe yazarımız Yvan Barbaryan, Kıyamet, Hemen Şimdi… başlıklı yazısında 1980’lerin ilk yarısında Philadelphia sokaklarında Afro-Amerikalı bir dansçının, “şirketlerin açgözlülüğünden, soyguncu çete devletlerden, karbon salınımından, ozon tabakasından, yok edilen kaynaklardan, tahrip edilen doğadan ve tüm bunların birbiriyle ilişkisinden bahsettiği” performansıyla haberdar olduğunu anlatıyor sonun başlangıcından. ‘Yokoluş’ ve müzik arasındaki ilişkiye baktığı yazısının en can alıcı yönü 80’lerin başında ‘uyanmış’ birilerinin bu gerçeği haykırdığı gerçeği değil mi?
Önümüzdeki on yıl dünyayı nelerin beklediğinin izlerini bulacağınız yeni yılın ilk sayısını sevmeniz dileğiyle…

Sanat Her Şeyin Üstünde!

İkinci sayımızın kapağına taşıdığımız konu, yerel basında hemen hemen hiç yer
verilmeyen ancak göz ardı edemeyeceğimiz içerikte bir meseleydi. Türkiye bir
süredir ana akım medyada kapalı devre gittiği için bu haber basına yansımadı ya
da bilinçli olarak es geçildi.
Dünya çapında bilinirliği olan ve elinizde tuttuğunuz yayın baskıya giderken
sayıları 364’e varan akademisyen, yazar ve sanatçılardan oluşan bir grup,
Türkiye’ye kültürel boykot çağrısında bulundu. Gerekçe Türkiye’nin Suriye
Operasyonu. Dilekçeyi imzalayanlar arasında politik aktivist Angela Davis, dilbilimci
Noam Chomsky, müzisyen Brian Eno, Forensic Architecture kolektifinin
kurucusu Eyal Weizman, Boris Groys, David Levi Strauss ve Michael Taussig
gibi sanat eleştirmenleri bulunuyor. “Boycott Turkey” (Türkiye’yi Boykot Et) adlı
kampanya, uluslararası üniversitelere, Türk devleti tarafından desteklenen akademik
kurumlar ile iş birliğini kesmesi için baskı yapıyor. Kampanya aynı zamanda
uluslararası kültürel oluşumları, Türk devletine bağlı kültürel kurumları,
etkinlikleri, anlaşmaları ve projeleri protesto etmeye çağırıyor. Bu protesto dahilinde
uluslararası festivallerin, Türkiye’den gelen fonları ve sponsorlukları reddetmesi
isteniyor.
Zeynep Miraç bu konuyu ele aldığı yazısında bu işin nereye varabileceğine
baktı, Vasıf Kortun ve Görgün Taner’in görüşlerini aldı. Yorum sizin.
Paris’te gerçekleşen FIAC fuarı, global sanat dünyasının tüm dinamiklerini
ortaya seren bir etkinlik. Ceren Çıplak Drillat, Paris’te fuarı inceledi, çok detaylı
bir dosya hazırladı.
Kariye Müzesi, cami mi olacak? Haydarpaşa Garı’nın akıbeti nedir? Bu iki konuyu
Saro Dadyan ele aldı.

Sonbahara damgasını vuran İKSV Tiyatro Festivali özel dosyası, Türkiye’nin
neden bir türlü Oscar’a aday olamadığı, kapsamlı sergi listesi ve ufuk açan vizyonlarıyla
Zafer Aracagök, Yvan Barbarian ve Saruhan Doğan’ın köşe yazılarına göz atın.

Sanatın bütün kaygılarınızın üstünde olduğu yeni bir yıl dileğiyle…

Merhaba,

İstanbul kültür sanat hayatında henüz adı konulmamış yepyeni bir dönem… Kültür-sanat alanında uzun kuraklık yıllarından sonra sonbahara inat ilk defa umutların yeşerdiği, peş peşe müzelerin açılmaya başladığı özel bir döneme giriyoruz. ArtDog Istanbul bu döneme şahitlik etmek, olan biteni kayıt altına almak ve olabildiğince fazla insana ulaşmak için kuruldu.

ArtDog Istanbul, merkezine güncel sanatı alan, müzik, sahne sanatları, sinema, edebiyat, mimari, tasarım ve moda gibi diğer sanat dallarına da yer verecek bir yayın olarak doğdu. Temmuz ayının son günlerinde çok hızlı bir kararla bu yayını hazırlamak üzere harekete geçtik. Bir ay gibi bir sürede, elbette uzun süreli bir birikimin sonucu olarak hazırlanan ArtDog Istanbul, dijital mecralarda da eşzamanlı olarak yayına girecek.

Bu ilk sayıda, 16. İstanbul Bienali ve Contemporary Istanbul özel dosyalarının yanı sıra sezonun belli başlı sanat etkinlikleri ve güncel sergilerden Ezhel’in Olay’ına kadar radarımıza takılanlar var. İlhan Koman’ın oğlu Ahmet Koman ile yapılan özel bir söyleşide, Türkiye’nin sahip olduğu en önemli kültürel hazinelerden biri olan Hulda teknesinin yolculuğunu okuyacaksınız.

Farklı yaratıcı alanlarda kültür dünyasına büyük katkılarda bulunduklarına inandığımız Saruhan Doğan, Yvan Barbarian ve Zafer Aracagök köşe yazarları olarak bizimle yola çıkmayı kabul ettiler, köşelerinde ufuk açıcı satırlar bulacaksınız.

Sözü çok uzatmanın zamanı değil.

Bu, ArtDog Istanbul’un ilk sayısı. ArtDog Istanbul bizi ruhen besleyen evrensel kültür-sanat üretimlerini kendimize özgü bakış açısıyla sunmaya çalışma çabamızın ürünü. "Contemporary Deductions" sloganı da bunu ima ediyor.

ArtDog Istanbul’u sevmeniz ümidiyle…

ArtDog Istanbul  Cover - Eylül - Ekim 2024 Edition

Eylül - Ekim 2024

ArtDog Istanbul  - Eylül - Ekim 2024

ArtDog Istanbul  Cover - Temmuz - Ağustos 2024 Edition

Temmuz - Ağustos 2024

ArtDog Istanbul  - Temmuz - Ağustos 2024

ArtDog Istanbul  Cover - Mayıs - Haziran 2024 Edition

Mayıs - Haziran 2024

ArtDog Istanbul  - Mayıs - Haziran 2024

ArtDog Istanbul  Cover - Mart - Nisan 2024 Edition

Mart - Nisan 2024

ArtDog Istanbul  - Mart - Nisan 2024

ArtDog Istanbul  Cover - Ocak - Şubat 2024 Edition

Ocak - Şubat 2024

ArtDog Istanbul  - Ocak - Şubat 2024

ArtDog Istanbul  Cover - Kasım - Aralık 2023 Edition

Kasım - Aralık 2023

ArtDog Istanbul  - Kasım - Aralık 2023

ArtDog Istanbul  Cover - Eylül - Ekim 2023 Edition

Eylül - Ekim 2023

ArtDog Istanbul  - Eylül - Ekim 2023

ArtDog Istanbul  Cover - Temmuz - Ağustos 2023 Edition

Temmuz - Ağustos 2023

ArtDog Istanbul  - Temmuz - Ağustos 2023

ArtDog Istanbul  Cover - Mayıs - Haziran 2023 Edition

Mayıs - Haziran 2023

ArtDog Istanbul  - Mayıs - Haziran 2023

ArtDog Istanbul  Cover - Mart - Nisan 2023 Edition

Mart - Nisan 2023

ArtDog Istanbul  - Mart - Nisan 2023

ArtDog Istanbul  Cover - Ocak - Şubat 2023 Edition

Ocak - Şubat 2023

ArtDog Istanbul  - Ocak - Şubat 2023

ArtDog Istanbul  Cover - Kasım - Aralık 2022 Edition

Kasım - Aralık 2022

ArtDog Istanbul  - Kasım - Aralık 2022

ArtDog Istanbul  Cover - Mayıs 2022 Edition

Mayıs 2022

ArtDog Istanbul  - Mayıs 2022

ArtDog Istanbul  Cover - Nisan 2022 Edition

Nisan 2022

ArtDog Istanbul  - Nisan 2022

ArtDog Istanbul  Cover - Kış 2022 Edition

Kış 2022

ArtDog Istanbul  - Kış 2022

ArtDog Istanbul  Cover - Sonbahar 2021 Edition

Sonbahar 2021

ArtDog Istanbul  - Sonbahar 2021

ArtDog Istanbul is an online and bimonthly printed arts and culture publication focuses mostly on contemporary art covering other disciplines like theatre, music, literature, cinema, design, fashion and architecture.

It features local and international contemporary art in all its shapes and forms, artnews, articles from recent and current issues, in depth interviews, special reports, opinion pieces and reviews.

Targeting both the specialist, professional and general audiences ArtDog aims to lift the barriers between artist/art and the audience. ArtDog acts as a bridge between global and local art platforms offering a colourful and intimate portrait of the arts and culture scene.

ArtDog Istanbul’s first issue was published in the autumn of 2019, along with a digital platform which is updated daily. Taking into account that a new and dynamic era in Istanbul’s arts and culture scene was about to start after a couple years of recession, ArtDog Istanbul is keeping a track record of what’s happening in the art world.

ArtDog Istanbul is bilingual both in Turkish and English and combines dynamic content with compelling critical debate, exploring the best in contemporary art and culture, in Turkey and beyond.

1. Usted acepta que el uso de Magzter.com, la aplicación y sus servicios son bajo su propio riesgo. Ni Magzter.com ni sus asociados ni empleados ni proveedores de contenido de terceros garantizan que el servicio será completamente ininterrumpido o libre de errores o infalible contra actividades maliciosas. Tampoco garantizan que obtendrá los resultados exactos esperados o prometidos por el sitio web o el producto.

11. EL SERVICIO Y TODAS LAS PUBLICACIONES SE PROPORCIONAN 'TAL CUAL' Y 'SEGÚN DISPONIBILIDAD'. MAGZTER, SUS AFILIADOS, PROVEEDORES, LICENCIANTES Y AGENTES RENUNCIA EXPRESAMENTE A TODAS LAS GARANTÍAS DE CUALQUIER TIPO, YA SEA EXPLÍCITA O IMPLÍCITA, INCLUIDAS, ENTRE OTRAS, LAS GARANTÍAS IMPLÍCITAS DE COMERCIABILIDAD, IDONEIDAD PARA UN FIN DETERMINADO Y NO VIOLACIÓN. SIN LIMITAR LO ANTERIOR, NI MAGZTER NI SUS AFILIADOS, PROVEEDORES, LICENCIANTES O AGENTES OFRECEN NINGUNA GARANTÍA DE QUE (I) EL SERVICIO CUMPLIRÁ CON SUS REQUISITOS, (II) EL SERVICIO SERÁ ININTERRUMPIDO, PUNTUAL, SEGURO O LIBRE DE ERRORES, ( III) LA INFORMACIÓN QUE PUEDE OBTENERSE DEL USO DEL SERVICIO O QUE PUEDE ESTAR CONTENIDA EN LAS PUBLICACIONES SERÁ EXACTA O CONFIABLE, O (IV) LA CALIDAD DE CUALQUIER PUBLICACIÓN O DEL SERVICIO CUMPLIRÁ CON SUS EXPECTATIVAS. USTED ES EL ÚNICO RESPONSABLE DE OBTENER Y MANTENER UNA CONECTIVIDAD CONFIABLE A INTERNET Y SU DISPOSITIVO. MAGZTER NO ES RESPONSABLE DE SU INCAPACIDAD PARA DESCARGAR CONTENIDO. CUALQUIER MATERIAL DESCARGADO U OBTENIDO DE OTRO MODO A TRAVÉS DEL USO DEL SERVICIO SE REALIZA BAJO SU PROPIA DISCRECIÓN Y RIESGO Y USTED SERÁ EL ÚNICO RESPONSABLE DE CUALQUIER DAÑO A SU SISTEMA INFORMÁTICO O DISPOSITIVO MÓVIL O PÉRDIDA DE DATOS QUE RESULTE DE LA DESCARGA DE DICHO MATERIAL. NINGÚN CONSEJO O INFORMACIÓN, YA SEA ORAL O ESCRITO, OBTENIDO POR USTED DE MAGZTER O A TRAVÉS DEL SERVICIO CREARÁ NINGUNA GARANTÍA.

2. Mantendrá y actualizará de inmediato esa información para mantenerla verdadera, precisa, actual y completa. Usted es responsable de mantener la confidencialidad de su cuenta y contraseña y de restringir el acceso a su computadora, y acepta aceptar la responsabilidad de todas las actividades que ocurran en su cuenta, incluida la selección y el uso de todo el contenido y los servicios.

3. En ningún caso Magzter.com o cualquier persona o entidad o tercero involucrado en la creación, producción y distribución del contenido en el sitio web y la aplicación será responsable por contrato o legalmente por cualquier daño, incluidos, entre otros, directos, indirectos, incidentales, especiales y consecuentes incurridos por usted durante o al usar Magzter.com. Al registrarse en el sitio web o descargar la aplicación, acepta que las disposiciones mencionadas en esta sección se aplicarán a todo uso y contenido del sitio web y la aplicación.

3. Sin el permiso previo por escrito o autorizado de Magzter, no debe modificar, copiar, distribuir ni vender ningún contenido obtenido de Magzter, ya que todo lo publicado aquí es propiedad exclusiva de Magzter o sus licenciantes. Dado que dicho uso no autorizado también puede violar las leyes aplicables, incluidas las leyes de derechos de autor y marcas registradas, Magzter las prohíbe estrictamente y cancelará su acceso y su cuenta si se prueba o detecta dicha actividad ilegal. También debe ser responsable de los daños causados por estas actividades no autorizadas. Salvo que lo permita el propietario legítimo de la Publicación, usted reconoce que no adquiere ningún derecho de propiedad al descargar las Publicaciones a las que accede a través del Servicio. Salvo que lo exija explícitamente la ley de derechos de autor o lo permitan las características del Servicio, no puede modificar, aplicar ingeniería inversa, publicar, transmitir, exhibir, participar en la transferencia o venta, crear obras derivadas de, o de ninguna manera explotar comercialmente o proporcionar a un tercero el contenido de la Aplicación, las Publicaciones o cualquier parte de ellas sin el permiso expreso de Magzter y el propietario de dicho contenido. No le otorgamos ninguna licencia, expresa o implícita, de la propiedad intelectual de Magzter o de los licenciantes de Magzter.

5. Usted reconoce específicamente que Magzter.com no es responsable de ningún tipo de conducta difamatoria, ofensiva o ilegal de otros usuarios o terceros o su contenido y que el riesgo de lesión por lo anterior recae completamente en usted.

8. Magzter se reserva todos los derechos de monitorear el contenido publicado e ingresado por usted con el fin de determinar si cumple con estos términos y condiciones y otras reglas operativas determinadas por Magzter. Magzter tiene derecho a tomar decisiones sobre los contenidos y eliminarlos a su propia voluntad.

9. Magzter es un distribuidor y NO un editor de las Publicaciones, por lo que Magzter no tiene control editorial sobre el contenido, incluidas opiniones, consejos, declaraciones, servicios, ofertas, etc., que se representa en las revistas. Por lo tanto, Magzter no asumirá responsabilidad por la exactitud o confiabilidad de cualquier información o hecho proporcionado en el mismo o que esté disponible a través del servicio, por cualquier persona que no sea empleados autorizados de Magzter que estén actuando en sus capacidades oficiales. En consecuencia, no tenemos control editorial sobre las Publicaciones. Cualquier opinión, consejo, declaración, servicio, oferta u otra información o contenido expresado o puesto a disposición por terceros, incluidos los realizados en las Publicaciones ofrecidas por el Servicio, son de los respectivos autores o editores y no de Magzter. Magzter no será responsable de ninguna pérdida o daño causado por su confianza en la información obtenida a través del Servicio o de las Publicaciones. El Servicio puede contener enlaces a otros sitios de Internet y recursos de terceros y Magzter no asume ninguna responsabilidad por las comunicaciones o materiales disponibles en dichos sitios vinculados. Estos enlaces se proporcionan únicamente para su comodidad. Usted es el único responsable de comprender los términos y condiciones que puedan aplicarse cuando visita o realiza un pedido a través de un sitio de terceros.

El acceso, la navegación y el uso del sitio web de Magzter, los servicios de Internet y las aplicaciones para dispositivos móviles ('Aplicación') están sujetos a los siguientes Términos y condiciones ('Términos'). Por favor, lea estos Términos detenidamente. Crear una cuenta con Magzter ('nosotros', 'nosotros') o usar cualquier servicio o aplicación de Magzter o relacionado con Magzter significará que ha leído, entendido y acepta estar sujeto a estos Términos y cumplir con todas las leyes aplicables y reglamentos Estos Términos constituyen un acuerdo vinculante entre usted y Magzter Inc. y sus afiliados. Si no está de acuerdo con estos Términos, no puede usar el Servicio. ESTOS TÉRMINOS CONTIENEN RENUNCIAS DE GARANTÍA Y OTRAS DISPOSICIONES QUE LIMITAN LA RESPONSABILIDAD DE MAGZTER, POR LO QUE POR FAVOR LEA ESTOS TÉRMINOS EN SU TOTALIDAD. Magzter se reserva el derecho de cancelar inmediatamente su acceso al sitio web, servicio o aplicación relacionada con Magzter, si no cumple con este acuerdo. El sitio web de Magzter, los servicios de Internet y las aplicaciones para dispositivos móviles constituyen colectivamente el 'Servicio'. Este Servicio es propiedad y está operado por Magzter Inc. El Servicio incluye el sitio web www.magzter.com y la aplicación que le brinda la capacidad de ordenar, suscribirse y recibir la entrega de varias revistas, libros, noticias y contenido relacionado con revistas y publicaciones. (conocidos colectivamente como 'Publicaciones') y recibir estas versiones digitales de las Publicaciones.

 Detalles del contenido objetable, incluido su enlace en nuestra plataforma

 Descarga tus títulos favoritos y léelos sin conexión, en cualquier momento y en cualquier lugar

 Regale a sus seres queridos una tarjeta de regalo de Magzter al instante y déles la libertad de leer sus revistas y periódicos favoritos de miles de títulos más vendidos.

Gift your loved ones with a Magzter Gift Card instantly and give them the freedom to read their favorite magazines from thousands of best-selling titles.

Regara a tus seres queridos una Tarjeta de regalo de Magzter y dales la libertad de leer sus revistas favoritas entre {{magCount}} títulos internacionales de mayor venta.

Girish Ramdas es cofundador y director ejecutivo de Magzter, una empresa nueva con sede en Nueva York que ha estado causando sensación en el negocio editorial digital mundial. Magzter ha superado los 80 millones de usuarios desde su creación en 2011 de más de 150 países con miles de revistas, periódicos y libros de más de 4500 editoriales de todo el mundo. Tiene más de 25 años de experiencia en publicación multiplataforma, incluido el desarrollo web, móvil y impreso. Durante este período, cofundó y dirigió tres exitosas empresas emergentes. Ha permitido que las empresas de revistas se vuelvan digitales y las ayuda a monetizar su contenido en todo el mundo digital. La profunda experiencia de Girish en la industria en ecosistemas en línea, móviles y editoriales lo ha convertido en un experto en adquisición, mercadeo y monetización de contenido digital en plataformas a nivel mundial.

 En caso de que encuentre algún contenido objetable en nuestra plataforma, hemos implementado una política de reparación de quejas para abordar sus inquietudes.

Magzter Inc. (”Compañía” , ”nosotros” , ”nos”  o ”nuestro” ) sabe que le importa cómo se usa y comparte su información personal.Lea la siguiente política de privacidad(la ”Política” ) para obtener más información sobre nuestras prácticas de privacidad.Al visitar cualquiera de los sitios web operados por la Compañía y cualquiera de sus subdominios, o al usar cualquiera de nuestras aplicaciones móviles y otros métodos de distribución de contenido(colectivamente, el ”Servicio” ), usted reconoce que acepta las prácticas y políticas descritas.en esta Política, y usted acepta que recopilaremos, usaremos y compartiremos su información de las siguientes maneras.

Magzter Inc. es el puesto de periódicos digital multiplataforma de autoservicio más grande y de más rápido crecimiento del mundo con más de 80 millones de usuarios desde su creación en 2011 y miles de revistas y periódicos en más de 40 categorías y más de 60 idiomas. Con sede en Nueva York, Magzter tiene presencia local en Ámsterdam, Londres, Ciudad de México, Chennai, Mumbai, Nueva Delhi, Bangalore, Singapur y pronto se expandirá a otros países. Fundada por los empresarios globales, Girish Ramdas y Vijay Radhakrishnan en junio de 2011, Magzter permite a los editores de revistas y periódicos de todo el mundo crear y entregar ediciones digitales de sus títulos a los consumidores globales.

 Magzter se compromete a proporcionar una plataforma segura para nuestros usuarios. Tenga en cuenta que Magzter es simplemente una plataforma para que los editores distribuyan su contenido. No controlamos ni respaldamos el contenido publicado en nuestra plataforma. No podemos responsabilizarnos por las acciones de nuestros editores o su contenido.

Magzter no es responsable de indemnizar a ninguna parte que haya sufrido daños o incurrido en costos debido a cualquier contenido, o parte del contenido, que viole sus derechos. Magzter no es responsable de enfrentar ninguna acción legal en un tribunal civil por cualquier violación de derechos causada por cualquier contenido, o parte del contenido, que infrinja los derechos de un tercero.

Magzter ofrece el servicio de suscripción ”All- You - Can - Read”  más grande del mundo llamado Magzter GOLD, que brinda a los lectores digitales acceso ilimitado a más de 9,000 revistas y periódicos por un precio de suscripción mensual.Magzter también tiene la mayor cantidad de historias en el mundo con su innovadora función ezRead 2.0 para sus aplicaciones, que permite a los usuarios de teléfonos inteligentes y dispositivos móviles de pantalla pequeña disfrutar el contenido de la revista de la manera en que debe disfrutarse, con el texto del artículo que es fácil de leer y se acompaña de impresionantes videos y fotografías de alta resolución.

Nombre

Llena este formulario si necesitas ayuda para publicar tu contenido en Magzter

 Antes de Magzter, fue presidente de Dot Com Infoway (DCI) y Galatta Media. Sus funciones incluían marketing estratégico, desarrollo de asociaciones y monetización de contenido a nivel mundial. DCI creció de un pequeño equipo de 3 en 2000 a 300 en 2011 y se ocupaba del desarrollo web, de software y de aplicaciones para clientes de todo el mundo.

Desde que iniciamos, Magzter ha estado comprometida para asociarse con organizaciones globales para brindar la mayor tecnología y servicio de puesto de revistas posible a nuestros clientes. Si estás buscando ofrecer suscripciones a revistas a tu base de datos de clientes o si solo quieres aprender más, Magzter está comprometida a ayudar al crecimiento de tu empresa. Para obtener más información, llena el siguiente cuestionario:

 La DMCA nos permite restaurar el contenido eliminado si la parte que presentó el Aviso de DMCA original no presenta una acción judicial en su contra dentro de los diez días hábiles posteriores a la recepción de la copia de su Contraaviso.

Esta Política cubre el tratamiento de la Compañía de la información de identificación personal(”Información personal”) y otra información sobre usted y su computadora o dispositivo que la Compañía recopila cuando accede al Servicio.Podemos recopilar Información personal de usted, como se explica con más detalle a continuación, y usamos esta Información personal internamente en relación con nuestros Servicios, incluso para personalizar, proporcionar y mejorar nuestros productos, servicios, contenido y publicidad, y para permitirle para configurar una cuenta y un perfil de usuario, para contactarlo, para cumplir con sus solicitudes de ciertos productos y servicios, y para analizar cómo usa los Servicios.En ciertos casos, también podemos compartir cierta información personal con terceros, pero solo como se describe en el punto 4.

Este título está incluido con su suscripción Magzter GOLD

 Para analizar la calidad del contenido y proporcionar comentarios apropiados a los editores.

 Hemos designado un oficial de quejas para abordar cualquier queja relacionada con contenido objetable.

 Solicitamos que cualquier queja relacionada con contenido objetable se envíe al Oficial de quejas por correo electrónico a la dirección de correo electrónico mencionada anteriormente. También le solicitamos que proporcione los siguientes detalles al presentar una queja

y la Aplicación que le brinda la capacidad de ordenar, suscribirse y recibir la entrega de varias revistas, libros, noticias y contenido relacionado con revistas y publicaciones (conocidos colectivamente como "Publicaciones") y recibir estas versiones digitales de las Publicaciones

C.También recopilamos información asociada con su uso de la aplicación para hacer recomendaciones personalizadas.Si nos proporciona las credenciales de su cuenta de terceros, comprende que parte del contenido o la información de esas cuentas(”Información de la cuenta de terceros”) se puede transmitir a su cuenta con nosotros si autoriza dichas transmisiones, y esa cuenta de terceros La información transmitida al Servicio está cubierta por esta Política.

 F. La información personal que recopilamos nos permite responder a sus solicitudes, mejorar nuestros productos y servicios, personalizar la publicidad y el contenido que ve y comunicarnos con usted sobre nuevos productos.

es el puesto de periódicos digital multiplataforma de autoservicio más grande y de más rápido crecimiento del mundo con más de 85 millones de usuarios desde su creación en 2011 y miles de revistas y periódicos en más de 40 categorías y más de 60 idiomas. Con sede en Nueva York, Magzter tiene presencia local en Ámsterdam, Londres, Ciudad de México, Chennai, Mumbai, Nueva Delhi, Bangalore, Singapur y pronto se expandirá a otros países. Fundada por los empresarios globales, Girish Ramdas y Vijay Radhakrishnan en junio de 2011, Magzter permite a los editores de revistas y periódicos de todo el mundo crear y entregar ediciones digitales de sus títulos a los consumidores globales.

 norte. También utilizaremos la información de uso para garantizar que los usuarios cumplan con nuestros Términos de uso. Por ejemplo, la información de uso de un usuario nos ayudará a confirmar que un usuario solo descarga una revista u otro contenido un número permitido de veces o en un número permitido de dispositivos.

 que brinda a los lectores digitales acceso ilimitado a más de 9,000 revistas y periódicos por un precio de suscripción mensual. Magzter también tiene la mayor cantidad de historias en el mundo con su innovadora función ezRead 2.0 para sus aplicaciones, que permite a los usuarios de teléfonos inteligentes y dispositivos móviles de pantalla pequeña disfrutar el contenido de la revista de la manera en que debe disfrutarse, con el texto del artículo que es fácil de leer y se acompaña de impresionantes videos y fotografías de alta resolución.

ArtDog Istanbul - Eylül - Ekim 2020

ArtDog Istanbul - Eylül - Ekim 2020

En este asunto

ArtDog Istanbul Magazine Description: