DUYGU DÜNYASI İLE SANATINI BİRLEŞTİREN SANATÇI CESARE CATANIA "SANAT YAPMAYA KENDİMLE KONUŞABİLMEK İÇİN BAŞLADIM"

Duygu yoğunluğu yüksek ama bir o kadar da disiplin ve özveri ile ortaya koyduğu eserleriyle tanınan, Venedik Bienali ve Monako Art Week için anlamlı işler hazırlayan İtalyan sanatçı Cesare Catania ile kendi iç dünyasını da anlattığı bir sohbet gerçekleştirdik.

Şu sıralar sanat dünyasını meşgul eden konulardan biri de bu denli ilerleyen teknolojinin bir sanatçı gibi aynı duygulara sahip olup ortaya ‘gerçek anlamda’ bir sanat eseri çıkarıp çıkaramayacağı. Avrupa’da büyük ilgi gören İtalyan sanatçı Cesare Catania için durum biraz umutsuz gibi. Venedik Bienali’nde yaptığı işinde farklı bir algoritma kullanarak eserini hem dijital hem de duygusal olarak sergileyen sanatçı, konu teknolojiye geldiğinde bizim de katılacağımız bir cümle kurarak durumu özetliyor: “Yapay zekanın tasarım eserleri yaratabileceğine ama büyük sanat eserleri yaratamayacağına inanıyorum. Bir sanat eserinin sadece estetik açıdan dengeli olması değil, aynı zamanda ilettiği mesajla insanların kalbine girmesi gerekir. Bunun akıllı bir algoritmaya atfedilmesinin zor olduğuna inanıyorum.”

HELLO!: Büyükbabanızın keman sanatçısı olduğunu okudum. Siz de küçükken büyükbabanızdan feyiz almışsınız. Dokuz yaşında piyano çalmaya başlamışsınız ve 10 yıl da devam etmişsiniz. Şimdilerde klasik müzik hayatınızın neresinde?

Cesare Catania: Klasik müzik, özellikle de yaylı enstrümanlar beni hâlâ çok heyecanlandırıyor. ‘The Vionist of Barcelona’ (A ve B Versiyonu) buna bir örnektir. Klasik müzik konserleri beni adeta büyülüyor. İnsanlığın sahip olduğu en sanat dolu ifade biçimlerinden biri olduğuna inanıyorum. Figüratif sanat, soyut sanat ve klasik müzik (opera dahil) zihnimizi ve kalbimizi birbirine en çok yaklaştıran şeylerdir: Duygu ve sanatsal eğitim tek bir parçada, insanda birleşmiştir.