HAYATI GELDİĞİ GİBİ KARŞILAYAN SANATÇI NEJAT SATI "KENDİMİ KEŞFETME SEKLİM, ÜRETİM"

Yeni sergisini ilk kez Contemporary Istanbul'da sanatseverlerle buluşturacak olan Nejat Satı, hayatı geldiği gibi karşılıyor. Kendi iç dünyasını keşfederken hisleriyle hareket eden sanatçı, İnsan neyse odur aslında. Değiştirmek zorunda hissetmek kötü bir şey. Akışına bırakmayı tercih ediyorum” diyor ve başlıyor anlatmaya.

- BÜŞRA NAZLAN ÜREGÜL

Genellikle yaşadığı hislerden, durumlardan ilham alan Nejat Satı, altın rengindeki yeni eserlerinden ve bunların çıkış sürecinden söz ederken, “Ben hep melankolik olmuşumdur” diyor ve ekliyor: “Sebebi yok. Ufak şeylerden bile etkilenirim. Sanatçı dostum Mehmet Dere’nin bana söylediği çok güzel bir söz vardı: ‘Aslında çok gülenler içinde çok ağlayanlardır.’ Yılların dostluğu. İyi tespit. Sanırım şu anda feodal bir dönemdeyim. Hayatımı ve sevdiklerimi korumak istediğim bir dönemdeyim. Bu yüzden resimlere daha hoyrat davranıyorum. Sınırlarımı koruyarak içsel yoğunluğumun olduğu bir üretim sürecindeyim.”

HELLO!: Yeni işlerinden biraz bahsederek başlamak istiyorum. Çıkış noktası nedir? Seni tetikleyen ve bu seriyi yaratmaya neden olan his neydi?

Nejat Satı: Yaşadıklarım ve o an gördüklerim beni tetiklemiştir hep. ‘Melankoli’ ve ‘Nefs’ serisi hep toplumsal bir serzenişin çıkışıydı. Strüktür daha doğa izlenimciliydi bence. Tabii izleyici için ne düşündürür bilemem. “In God We Trust” bilindiği gibi Amerikan Doları’nda yazan bir cümle. Ben çalışmalarımda renkçi bir insan olduğumu düşünüyorum. Bu sefer bütün serileri altın rengine boyamaya bu cümle sayesinde karar verdim. Amerikan Doları’nın karşılığı altındı bir zamanlar. Altının tek değer olmasıydı beni tetikleyen. Resmin meta olma durumuna bir protest duruş aslında. Altının altında kaldı renkler…

HELLO!: Bu kez diğerlerinden çok farklı eserler yaratmışsın. Dokular, dikişler, çatlaklar... Bunların anlamlarından bahseder misin?