ZAMANSIZ zarafetin OYKUSU

MODA VE MÜCEVHER DÜNYASININ KALBİNDE, LONDRA'DAN İSTANBULA UZANAN BİR YARATICILIK KÖPRÜSÜ. MİNE ARSAY BASER VE EZGİ TÜRKSOY HAMILTON KARDEŞLERİN ÖNCÜLÜĞÜNDE, HİKAYELER VE SEMBOLLERLE BEZENMİŞ BİR KOLEKSİYONUN DOĞUŞUNA TANIKLIK EDİN.

- GİZEM İNCE

Tasarımın sınırlarını zorlayan, Londra'nın enerjisi ve İstanbul'un tarihi güzelliğini birleştiren Apples & Figs'in kurucuları Mine Arsay Baser ve Ezgi Türksoy Hamilton, her mücevheri bir sanat eserine dönüştürüyor. Değerli metallerin ve doğal taşların el emeğiyle şekillendiği bu mücevherler, sadece göz alıcı güzellikleriyle değil, her birinin arkasında yatan derin hikayeleriyle de büyülüyor. Kuruculardan Mine Arsay Baser ile bu çok özel buluşmamızda, yeni koleksiyonların yaratılış sürecini ve tasarımların kültürel ilham kaynaklarını konuştuk.

Apples & Figs markasının doğuş hikayesi nedir ve tasarımlarınızın arkasındaki ilham kaynağı nedir?

Londra'da 2015 yılında yarattığımız markamız Apples & Figs kadınlara kendini iyi hissettiren, kendilerinin en iyi versiyonu olmalarında yardımcı olacak, güçlü ve yaratıcı kadına hitap etmek için kuruldu. Central Saint Martins'den mezun olup mücevher sektöründe ve yaratıcı diğer sektörlerde çalıştıktan sonra çocukluk anılarımız ve Âdem ve Havva'nın hikayesinden esinlenerek hayat buldu. Cennet bahçesindeki sonsuz ve zamansız semboller markanın DNA'sını oluşturuyor. Koruyucu incir yaprakları, pırlantalarla süslenmiş kelebekler, uğur böcekleri, parıldayan kuşlar, çiçek açan minik tomurcuklar, şehvetin ve karşı konulmazlığın sembolü yılan, feminenliğin ve kadınsal yaratıcı enerjinin sembolü deniz kabukları, nazik ve koruyucu mercan motifleri, markanın sembolü haline gelen şanslı Ginkgo biloba yapraklarının uçlarındaki minik taşlarla bu cennet bahçesinde hayat buluyor. Her tasarımın başka bir hikayesi ve mücevherin tılsımı bir arada güzel bir ahenk içinde koleksiyonda yer alıyor.