Harikalar diyarı Küba

İki ayı aşkın sürede Trinidad&Tobago'dan başlayıp Karayipleri baştan sona kat edip muhteşem yerler görüp 1.500 mili aşkın yol yaptıktan sonra hayalimiz Küba'ya nihayet ulaştık. Yol boyunca arma tellerimiz attı, onları yeniledik, otopilotumuz bozuldu, maalesef yolları ayırdık, sürekli rüzgâr dümeni ile seyir yapmaya alıştık. Özellikle son dönemeçte sevdiklerimizle buluşmak için Havana'ya yetişme derdiyle çok acı çektik. Günlerce yok hava ile seyir yaptık. Küba bizi sarıp sarmaladı, yaralarımızı sardı.

Küba'ya uzun yoldan gitmek

Doğanın muhteşem ritminin parçası ticaret rüzgârları, bizim gibi küçük teknelerin okyanusu güvenle geçmesini mümkün kılıyor. Her yıl okyanus geçen teknelerin neredeyse %90'ı Karayiplerin Barbados, Martinik ya da St. Lucia Adası'na ulaşıyor. Bir sezon Karayiplerde yukarı aşağı adadan adaya gezerek geçiriliyor, kasırga sezonu geldiğinde de tekneler güneye, Grenada ve aşağısına iniyor. Bu yukarı aşağı hareketin kuzeydeki sınırı genelde Amerikan ve İngiliz Virgin Adaları.

Virgin Adaları'nın ne kadar batısına giderseniz, o kadar az tekne görmeye başlıyorsunuz. Buraları Karayiplerin gidilmeyen bölgeleri. Teknede hayatta kalma mücadelesine yeni bir değişken eklemek istemeyenler Haiti, Jamaika ve Dominik Cumhuriyeti’nden uzak duruyor. Haliyle Küba da tüm bu adaların batısındaki lokasyonu ile pastadan payını alıyor.

Karayiplerin ikinci sezonunda rahatlık alanından çıkıp kendini üçüncü dünya ülkelerini gezmeye hazır hisseden tekneler, güneyde kasırga sezonunu geçirdikten sonra ABC (Aruba, Bonaire, Curacao) Adaları’ndan doğrudan kuzeye çıkıyorlar. Biz Karayiplere geldiğimizden beri Türkiye’de yenilediğimiz armamızda sıkıntı yaşadığımız için tekneyi bir teste daha tabi tutup Trinidad ve Tobago’dan çıkıp tüm adaları tekrar dolaşıp St. Martin Adası’nı seyahatimizin göbeğine koyarak kuzeye çıktık. İyi de yapmışız zira çarmıh tellerimizden biri daha atınca tamamını St. Martin’de yenileyerek yolumuza devam ettik.

Küba’da büyük buluşma